Dokuz yaşında seramik tablet çalışmalarına, akabinde de fotoğraf çekmeğe başladı. Ailesindeki sanatçıların da etkisiyle 13 yaşında kendi karanlık odasını kurarak fotoğraf sanatına yoğunlaştı. Lise eğitimini sürdürdüğü sıralarda basın ve reklam sektöründe çeşitli görevler yaparken, ustalarla çalışma fırsatı buldu. Amatör ruhla yapılan profesyonel düzeydeki bu merak, EBRU sanatıyla tanışana kadar hayatında bir numara olmaya devam etti. Ebruya olan hayranlığı ve karşı konulamaz bir istekle, malzemeyi tanımak için kurs almağa başladı. Daha sonra, klasik ebrunun hezâr-feni Özbek Şeyhi Edhem Efendi (1829-1904), Necmeddin Okyay (1883-1976) ve Mustafa Düzgünman (1920-1990) ustaların engin deneyimleri ve özverileriyle günümüze taşınmış olan geleneklerine bağlı kalma gayreti ve sadâkatiyle çalışmalarına kendi atölyesinde devam etti. Bunun yanısıra kendi atölyesinde ve özel kurslarda eğitim vermeyi sürdürdü. Verdiği eğitimlerde usta – çırak ilişkisi içinde, meşk usûlüyle Geleneksel Türk Ebrusu kriterlerine sıkı sıkıya bağlı kalmağa özen gösteren sanatçımız, bugüne kadar 72 karma, 8 kişisel sergide yer almıştır. Sanatçının yurt içi ve yurtdışında birçok koleksiyonda ve müzelerde eserleri bulunmaktadır. 2006 yılından itibaren Luxembourg, Yunanistan, İngiltere, Hollanda, Almanya, İtalya, Bulgaristan, Rusya, Ukrayna, Birleşik Arap Emirliklerininde içinde olduğu 40’dan fazla ülkede work-shoplar yaparak Geleneksel Türk Ebrusu’nu Dünya’yla buluşturmağa çalıştı. Kültür Bakanlığı 13. Türk Süsleme Sanatları Yarışması’nda bir eseri sergilemeye lâyık görüldü. Bugüne kadar 5 ödül alan sanatçı, 19 tv programında da yer almıştır.